Apple ilk çıktığı günden beri gerek yeni özellikleriyle gerek güncellemeleriyle gerekse de baş karıştırıcı kimi öbür özellikleriyle her vakit isminden kelam ettirmeyi başarıyor. Bazen ‘Bir kusur oldu herhalde.’ diye düşüneceğimiz şeyler, apayrı bir gaye için tasarlanmış olabiliyor.
Mesela Apple’ın öteki tüm eserlerinde hesap makinesi varken iPad’lerde yok. Tamam da neden? İşte bu ve bunun üzere birçok sorunun cevabı aşağıda sizi bekliyor!
İlk olarak, Apple’ın logosundaki ısırığın gizemi ne?
Üzerine bilgisayar bilimci Alan Turing’in vefatına kadar uzanan teoriler üretilse de aslında sebebi çok daha kolay. Steve Jobs, 1977 yılında markası için bir logo tasarlamaya karar verdi ve aklına gelen birinci fikir, üstteki görselde yer alan elma ağacı ve Newton resmiydi.
Ancak bu tasarım bir logo için hayli karışıktı. Logoyu tasarlayan Rob Janoff, Jobs’a kendi fikriyle gitti. Bu fikir, logoda sırf “Apple (Elma)” yazmasıydı. Lakin IBM yahut HP üzere öteki markalardan farklılaşması için yazı fikri görsele çevrildi. Bu kolay elma silüeti öteki meyvelerle karışmasın diye bir ısırık efekti eklendi. İşte Apple’ın ikonik logosu bu kadar kolay bir fikirden çıkmıştı!
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Apple’ın öbür eserlerinde hesap makinesi varken iPad’lerde yok. Uygun de neden?
iPad’lerde hesap makinesi uygulamasının olmamasının nedeni, iPad’in tamamlanmasından birkaç hafta öncesine uzanıyor. Apple tabletler tasarlanırken iPhone’lardaki işletim sistemi, iPad’lere de birebir halde aktarılmıştı ancak hesap makinesinin büyük ekranda nasıl duracağını hesaba katmamışlardı.
Bu görünüşten hiç hoşlanmayan Jobs, Apple’ın yazılım geliştiricisi Scott Forstall’a iki seçenek sundu. Ya sıfırdan bir iPad hesap makinesi tasarlanacaktı ya da uygulama büsbütün kaldırılacaktı. Önlerinde çok kısa bir mühlet olduğu için Forstall, yeni bir dizaynın mümkün olamayacağını düşündü ve böylelikle hesap makinesi, iPad’lerden büsbütün kaldırıldı.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
iPhone’ların şarjı neden %1 düzeyindeyken âdeta sonsuzluğa uzanıyor ve şarj çok uzun mühlet sonra bitiyor?
Dikkatinizi çektiyse iPhone’unuzu birinci aldığınızda %1’de uzun mühlet kalma sıkıntısıyla pek karşılaşmazsınız. Kullanımınız arttıkça, %1 düzeyinde takılma problemi de baş gösterir. Bunun birinci sebebi, şarj %1’deyken telefonunuzun otomatik olarak güç tasarrufuna geçmesidir.
Bir başka neden ise algoritmanın yanlış ölçüm yapması olabilir. Telefonunuzun yazılımı, şarjın bittiğini düşünür lakin pilde biraz daha şarj vardır. Bu durum, iPhone’unuzun tüm pil kapasitesini tüketmesinin önüne geçmek için eklenmiş de olabilir. Ayrıyeten telefonunuzun bataryası eskidikçe kalibrasyon meseleleri da ortaya çıkar ve bataryadaki yüzde yanlışsız görünmez.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Peki birçok kol saati daire biçimindeyken Apple Watch neden kare?
Apple, tasarım konusunda her vakit öbür markalardan farklılaşmaya çalıştı. Apple saatler de klasik çizgilerin yerine başkalarından farklı bir dizaynla öne çıktı. Ayrıyeten iPhone’larda bulunan özelliklerin neredeyse hepsine sahip olduğu için ekranın dizaynının emsal olması da hayli değerli.
Üstelik yuvarlak saat kadranı yerine kare kadran, bilekle çok daha iyi ahenk sağlıyor. Daha az hareket ve kaymanın yanı sıra bileğe rahat bir biçimde oturuyor. Hem de yuvarlık bir saat kadranı üretimi, kareye nazaran çok daha maliyetli. Halinden ötürü daha hassas süreçler yapılması gerekiyor. Yani kare hal, üreticiler için bile kolaylık sağlıyor.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
iPhone ön kamerasıyla çekilen fotoğraflar neden “ayna görüntüsü” ile kaydediliyor?
Arka kamera ile çekilen fotoğraflar, karşıdan baktığınızda nasıl görünüyorsa o formda sonuç veriyor. Ön kamerada ise işler farklılaşıyor. Kamera lensiyle ona baktığınız pozisyon, birbiriyle tam tersi tarafta kalıyor.
Böylece ortaya iki seçenek çıkıyor. Ya fotoğraf kullanıcının kendini aynada gördüğü, alışık olduğu biçimde sonuç verecek ya da başkalarının onu dışarıdan gördüğü halde. Apple burada birinci seçeneği tercih ediyor ve fotoğrafı çektiğiniz anda “ayna görüntüsü” özelliği aktive ediliyor.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Her Apple eserin başında “i” harfi varken akıllı saatin ismi neden “iWatch” değil?
Merak edilen bu soru, direkt olarak Apple’ın CEO’su Tim Cook’a sorulmuştu ve Cook, bu ismi sırf daha çok beğendiklerini söylemişti. Lakin çok daha farklı bir sebebi vardı! Şirketler, bir eser ya da hizmet çıkarmak istediğinde ismini tescillemesi gerekir. Böylelikle başka eserlerden ayrılır. İşte Apple da Appla Watch’u geliştirirken birtakım yasal problemlerle karşılaştı.
iWatch, 2012 yılında OMG Electronics isimli bir yazılım şirketi tarafından tescillenmişti. Ayrıyeten Apple, 2014’te İngiltere’de ticari marka müracaatında bulunduğunda saat üreticisi Swatch, iWatch’un kendi “iSwatch” isimleriyle karıştırılabileceğini söyleyerek itiraz etti. Bunun dışında diğer birçok şirket daha önüne taş koymuştu ve sonucunda Apple, iWatch ismine sahip olamamıştı.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
7 yıl öncesine kadar her telefonda bulunan kulaklık girişi, Apple sayesinde nasıl bir anda hayatımızdan çıktı?
2016 senesinde kulaklık girişi bulunmayan bir iPhone düşünmek imkânsız üzere geliyordu lakin Apple, çok kritik bir özellikten vazgeçmişti. Emeli ise öbür markalar üzere telefonların boyutunu büyütmek yerine vakitle alt paneli kaldırıp o kısmı da ekran fonksiyonuyla kullanmaktı. Böylece ön kısım da büsbütün ekran olacaktı.
Hâliyle bu senaryoda, jak kontağının yeri pek yoktu. Aslında şirket, iPhone 7 ile kablosuz kulaklıkları da piyasaya sürmüştü. Böylece gereksinimden doğan bir inovasyon örneği sergilediler. Jak girişi artık gereksizdi. Ses, mikrofon ve uzaktan denetim üzere özelliklerin hepsi; bluetooth kulaklıklarda vardı.
Ancak jak girişinin kaldırılmasının bir sebebi daha vardı. Jak girişi, telefonların en çok su aldığı yerdi ve telefonlardaki su yalıtımı, yaygınlaşan bir özellik hâline gelmişti. Velhasıl jak bağlantısının bulunması için ortada hiçbir sebep kalmamıştı.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bir vakitler hepimizin severek kullandığı ‘S’ modeller neden artık üretilmiyor?
iPhone’un ‘S’ modelleri, her sene büsbütün yine tasarlanmış bir eser çıkarmaya gerek kalmadan eser yelpazesini şimdiki tutmasını sağlıyordu. Bu, o periyotlar için tüketim alışkanlıklarımızı gereğince karşılayan bir şeydi.
Ancak tüketim alışkanlıklarımız, değişen dünya tertibiyle birlikte evrilmeye devam etti ve her şeyden daha çabuk sıkılmaya başladık. Elimizdeki eserleri daha süratli değiştirme yoluna girdik ve her seferinde daha üst beklentilere girdik. Biz tüketicilerin bu talepleri de Apple’ı harekete geçirdi ve ‘S’ modellerle kademeli iyileştirmeler yapmaktansa her üst modelde kıymetli değişiklikler yaparak üretime devam ettiler.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Apple, birinci çıktığı günden beri neden eserlerinin kutusuna çıkartma koyuyor?
Apple çıkartmaları 1977 yılında birinci kere çıktığında, Apple II bilgisayarlarına, üzerine yapıştırmaları için veriliyordu. Bu bir nevi bilgisayarı kişiselleştirirken markanın da ön plana çıkmasıydı. Ancak daha sonra Apple severler, bu çıkartmaları markaya sevgilerini göstermenin bir yolu hâline getirdi.
Defterlerde, otomobillerde ve sırt çantalarında bile görebileceğimiz elma çıkartmaları, artık bir sembol hâline geldi. Apple da bu talebe kayıtsız kalmadı ve eserlerine çok daha fazla çıkartmalar eklemeye başladı. Özcesi çıkartmalar, Apple ile kullanıcılarının bağlılığının bir göstergesi oldu.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Son olarak, iPhone’ların ekranı neden bazen birdenbire yarıya iniyor?
Apple’ın en çok önemsediği özelliklerden biri, telefonların tek elle kolay bir formda kullanılabilir olması. Fakat telefonların boyutları büyüdükçe tek elle kullanmak biraz güç olmaya başlamıştı. Şirket, bunun için harekete geçti ve yeni bir özellik tasarladı.
Apple’ın “ulaşılabilirlik” ismini verdiği özellik ile ana tuşa çift tıklayınca ekranın üst kısmı, ekranın ortasına iniyordu ve böylelikle ekranı tek elle kullanamama sıkıntısının önüne geçiliyordu. Ana tuş kalkınca ise ekranın alt kısmını aşağı hakikat dokunarak çekince yeniden birebir özelliği karşılıyordu. Yani ekranın yarıya inmesi özelliği, biz pek farkında olmasak da pratik bir kullanım için yapılmıştı.
İçeriğin ayrıntılarını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.
Apple hakkında öteki merak ettiğiniz sorular varsa yorumlara yazın, onları da bir gün içerikleştirmek isteriz!
Kaynak; https://www.webtekno.com/apple-merak-edilenler-sorular-cevaplar-h138872.html
