Talihsizlikler, Frane Selak’ın peşini ömrü boyunca bırakmamıştı. Aklınıza gelmeyecek türden kazalar geçirmiş ancak her seferinde hayata tutunmayı başarmıştı.
Gelin, bu adamın başından geçenlere bakalım.
Frena Selak, 32 yaşında annesinin hasta olduğu haberini almış ve onu görmek için Zagreb’den Rijeka’ya uçmaya karar vermişti.
Selak’ın ifade ettiğine göre uçuş sırasında, uçağın kapılarından biri açılmıştı. Kısa bir süre sonra da uçak düşmüş, uçuş görevlisi, 2 pilot ve 17 yolcu hayatını kaybetmişti. Ancak Selak, düşününü yumuşatan bir samanlığa indiği için mucizevi bir şekilde hayatta kalmayı başarmıştı.
Bu talihsiz adamın 2. ölüm tehlikesi, bir trende gerçekleşmişti.
Selak, uçak kazasından 1 yıl önce Saraybosna’dan Dubrovnik’e hareket eden bir trene binmişti. Fakat tren, beklenmedik şekilde raydan çıkmış ve buzlu bir nehre düşmüştü. Selak ise hipotermi geçirmesi ve kolunu kırmasına rağmen hayata tutunmayı başarmıştı.
Bu olaydan 4 yıl sonra da içinde bulunduğu otobüs kayarak nehre düşmüş ve otobüsteki 4 kişi hayatını kaybetmişti. Kendisinde de ufak kesikler ve morluklar vardı ancak yüzerek kıyıya ulaşmayı başarmıştı.
Ayrıca Frena Selak, 1970 ve 1973 yılları arasında aracını kullanırken aniden alev alan ve güvenli bir yere kaçmadan hemen önce patlayan iki benzer otomobil kazasından da sağ kurtulmuştu.
Daha bitmedi!
Selak’a, 1995’te ise Zagreb’de yürürken otobüs çarpmıştı fakat yine hayatta kalmayı başardı. Ertesi yıl Hırvat dağlarında araç kullanırken karşıdan gelen bir kamyon, kendisini uçurumdan aşağı savurmuştu.
Fakat son saniyelerde araçtan dışarı atlamış ve bir uçurum kenarından aracının aşağı düşüşünü izlemişti. Frena Selak birçok ölümle burun buruna gelme hikâyelerine rağmen, “Ya dünyanın en şanssız adamıyım ya da en şanslısı. İkinciye inanmayı tercih ettim.” cümleleriyle başına gelenler hakkındaki düşüncelerini ifade etti.
Bu kadar talihsizliğin içinde olumlu bir şey de olmuştu. Selak piyangodan, 600.000 € kazanmıştı. Belki de bu ödül, tüm bu talihsizliklerden sonra hayatın ona sunduğu bir hediyeydi!
