Birçoğumuz okullarda, evlerimizde, bahçelerimizde oyun hamurlarıyla oynamışızdır. Onlarla insanlar, hayvanlar, çiçekler yaparak hem eğlenir hem de yaratıcılığımızı geliştirirdik.
Pek çoğumuzun kullandığı bu oyun hamurları aslında bilinçli bir şekilde üretilmemişti. Tamamen başka bir amaca hizmet ederken tesadüfi bir şekilde çocuk oyuncağına dönme durumunda kalmıştı.
Duvar kâğıtları için üretilmiş bir malzemeydi.
Play-Doh, duvar kâğıtlarını silmek için üretilen yumuşak ve esnek bir malzeme olarak piyasaya sürülmüştü. 20. yüzyılın başlarında dünyanın en büyük duvar kâğıdı temizleyicisi üreticisiydi. Talep oldukça yüksekti ancak 1950’lere gelindiğinde daha pratik ürünler üretildi ve ona ihtiyaç kalmadı.
O zamanlarda markanın adı “Kutol”du. Şirketin sahibi Joseph McVicker, zor durumdaki markasını toparlamaya çalışırken anaokulu öğretmeni yengesinin aklına bir fikir geldi. “Bırakalım, onunla çocuklar oynasın.” dedi. Hatta “Play-Doh” ismini de o önerdi.
İşler gerçekten de tersine döndü.
Şirket, güç kaybettiği bir dönemdeyken 1956 senesinde çocuklar için oyun hamuru üreten bir marka hâline geldiğinde kaderi değişti. Çocukların yaratıcılığını artırıp onları eğlendiren bir ürün oldu. Tüm dünyaya yayıldı.
İlk olarak yalnızca beyaz olarak üretilse de bir süre sonra kırmızı, mavi ve sarı gibi ana renkleri içerecek şekilde yelpaze genişletildi. Artık gül kırmızısı, bahçe yeşili vb. çeşit çeşit renk skalaları bulunuyor. Ürünün ilk hâlinden bu yana tuz miktarı azaltıldı ancak bileşenleri büyük oranda aynı kaldı.
Play-Doh’un sahibi Hasbro, 1056’dan bu yana üretilen tüm Play-Doh oyun hamurlarını birleştirirseniz dünyanın çevresini 300 kez saran bir yılan yapabileceğini söylüyor. İşte bambaşka bir amaçla üretilen ürün, günümüze böyle ulaştı…