Antik Olimpiyat Oyunlarında güreş, boks ve pentatlon gibi çeşitli sporların yer aldığını biliyoruz. Peki ya yüzme?
Bu kadim oyunların tarihinde yüzme, hiçbir zaman yer alamadı. Modern olimpiyat oyunlarında büyük ilgi gören sporun neden tarihte yer almadığına göz atalım.
Antik Olimpiyat Oyunları, M.Ö. 8. yüzyıldan 4. yüzyıla kadar süren bir dönemde güreş, boks ve pentatlon gibi etkinlikleri içeriyordu.
Dönemin popüler hakaretlerinden biri, bir kişinin ne okuyabildiğini ne de yüzebildiğini söylemekti, bu da yüzme becerisinin saygın bir yetenek olarak görüldüğünü gösteriyor.
Bazı araştırmacılar, yüzmenin askerî bir faaliyet olarak görülmediği ve bu yüzden olimpiyatlarda yer almadığını öne sürüyor.
Ancak ünlü tarihçi Herodot, Pers Savaşları sırasında Yunan askerlerinin yüzerek katliamdan kaçtığını anlatırken diğer raporlar, Peloponez Savaşı sırasında yüzücülerin, Sparta’ya malzeme ulaştırdığını belirtiyor. Dolayısıyla yüzmenin askerî değer taşımadığı tezi pek de geçerli görünmüyor.
Peki ya diğer teoriler ne diyor?
Central Michigan Üniversitesi’nden Dr. Edward Clayton, yüzmenin olimpiyatlarda yer almamasının; bu etkinliklerin balıkçılar, istiridye dalgıçları veya yaşamlarını yüzme ile idame ettiren diğer kişiler tarafından kazanılabileceği endişesinden kaynaklandığını öne sürüyor.
Clayton’a göre oyunlar sadece sportif yetenekleri sergilemekten çok daha fazlasını ifade ediyordu. Yarışmacıların ruhlarının, güzellik ve mükemmeliyetini sergileme fırsatı sunuyordu. Bu da yarışmacıların soylu ailelerden gelmelerini gerektiriyordu.
Yüzücüler genellikle işçi sınıfına, yani ‘banausoi’ olarak bilinen kesime aitti. Bu nedenle gerekli güzelliği taşımıyorlardı ve onların başarılı olabileceği herhangi bir etkinlik, olimpiyat sporu olarak kabul edilemezdi.
Aristoteles gibi düşünürler, işçi faaliyetlerinin beden ve ruhu geliştirmek yerine onları bozduğunu öne sürüyorlardı. Bu nedenle ekonomik kazanç için bedenini kullanan birinin, gerçek bir atlet olamayacağı kabul ediliyordu.