Pasifik Okyanusu’nun mavi sularının üzerinde zarifçe süzülen Golden Gate Köprüsü, gözlerinizi büyüleyici asma kablo sistemine çekmekte hiç zorlanmaz.
Bu görkemli kablo ağı olmasaydı köprünün akıbeti ne olurdu dersiniz? Basitçe söylemek gerekirse, tam bir yıkım olurdu. Şimdi, Golden Gate Köprüsü’nün muhteşem mühendislik başarılarını keşfetmek için bir yolculuğa çıkalım.
Golden Gate Köprüsü’nde neden asma tasarım tercih edildi?
Golden Gate’in iki kıyısı arasındaki mesafe 2,7 kilometredir. Buraya geleneksel bir kiriş köprü inşa etmeye çalışırsak yol tabanı çeşitli iskelelerle desteklenir. Bu iskelelerin varlığı, altından geçen gemilerin hareketini engeller.
Ayrıca bu iskeleleri suyun 91,44 metre derinliğinde inşa etmek oldukça maliyetli olur. Dolayısıyla kiriş tasarımı burada mantıklı değildir. Bir kemer köprü ise gemilere geçiş alanı sağlar ancak kemerin şeklini korumak için köprünün oldukça yüksek olması gerekir.
Bu tür bir yapı oldukça karmaşık olacaktır. İşte bu nedenlerle Joseph Strauss, asma tasarımı tercih etti. Asma köprü tasarımında, ana kablo büyük bir çekme yükü altındadır ve kuvvet kulelere uygulanır. Bu kuvveti dengelemek için ana kabloyu uzatıp zemine bir ankraj sistemiyle sabitlemek gereklidir.
Finansal kaynakları optimize etmek için kuleleri birbirine daha yakın inşa etmek yeterlidir.
Golden Gate Köprüsü’nün ana kablosunun genişliği, ortalama bir insan boyunun yarısından fazladır. Joseph Strauss, çelik askıları beton tabanla doğrudan bağlamak yerine, çelik yapıya bağlamayı tercih etti.
Çelik-çelik bağlantısı her zaman güçlüdür. Yol tabanı, bu yapı üzerine yerleştirildi. Ayrıca köprünün genişliği gelecekteki trafik taleplerini karşılamak için 27 metre olarak belirlendi. Köprü inşası sırasında, işçilerin güvenliğini sağlamak için köprü tabanının altına bir ağ kuruldu.
İnşaat ilerledikçe ana kabloya bağlanan yapılar eşzamanlı ve eşit bir şekilde iki yönde monte edildi. Sonrasında ise köprünün tamamı, turuncu renkte boyandı.
Beton yol yapımı sırasında işçiler önce ahşap kalıp yerleştirdi, çelik çubukları altındaki çelik bölümlere kaynakladı ve daha sonra betonu döküp sıkıştırdı.
Golden Gate Köprüsü, 1937 yılından beri 300.000’den fazla insanın aynı anda köprüde toplanmasına rağmen büyük bir dayanıklılık gösterdi.
Yol tabanı yaklaşık 2 metre çöktü ancak köprü ayakta kalmayı başardı. Joseph Strauss’un inanılmaz asma köprüsü, mühendislik tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır ve bugün bile hayranlık uyandırmaya devam etmektedir.