Aslında tüm bunlar bile bir belirtiyken duygusal acının fiziksel acıya dönüp dönmediği ile ilgili birçok araştırma gerçekleştirildi. Ortaya çıkan sonuçlar ise tahmin edilenden de şaşırtıcı.
Kalp kırıcı bir olay yaşadığımızda bunu unutmamız, atlatmamız zihnimizde pek kolay olmasa da fiziksel olarak o hasarı olabildiğince minimum düzeyde yaşamamız gerekiyor. Peki duygusal acının fiziksel acıya eşitliği gerçekten var mı?
Duygusal ve fiziksel acının birbirinden tamamen bağımsız olduğu, uzun yıllar boyunca düşünülen bir şeydi.
Ancak son zamanlarda gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar, bu iki tür acı arasında beklenmedik bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Kronik ağrıdan depresyona, kaygıdan sosyal dışlanmaya kadar birçok durumun hem duygusal hem de fiziksel semptomlara yol açabileceği bilimsel olarak kanıtlandı.
Beynin duygusal acıyı işlerken fiziksel acıyla ilişkili nörolojik yolları kullanması, insan deneyimindeki bu derin etkileşimi daha iyi anlamamıza olanak tanıyor. Bu bağlamda, duygusal ve fiziksel sağlık arasındaki bu karmaşık ilişkiyi anlamak, sağlık profesyonellerinin tedavi stratejilerini geliştirme konusunda önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor.
Duygusal travma yaşayan kişilerin, yalnızca fiziksel acı hissedenlere göre daha yoğun semptomlar hissettiği kanıtlandı.
Mesela gerçekten depresyonda olan bir bireyin eklem ağrısı ve yorgunluk çektiğini muhakkak duymuşsunuzdur. Depresyon sırasında beyindeki nörotransmitterlerdeki değişiklikler, eklem ağrısı gibi fiziksel semptomlara yol açıyor.
Aynı şekilde kaygı ve stres de baş ağrısı ve sindirim problemlerini ortaya çıkarıyor. Üzgünken midesi bulananlardan mısınız? O zaman ne demek istediğimizi anladınız.
Beyin, stres sırasında vücut organlarına sinyaller göndererek fiziksel tepkileri tetikleyebilir.
Yapılan bir deneyde bireylere Cyberball adlı internet üzerinden bir oyun oynatıldı. Katılımcılar, bilgisayar simülasyonu olduğunu bilmedikleri iki oyuncuyla oyun oynadılar. İlk turda başarılı bir oyun gerçekleştirildikten sonra ikinci turda katılımcılara sosyal dışlanma uygulandı.
Oyun bittikten sonra katılımcıların beyin faaliyetlerine bakıldı ve oyundan dışlandıkları anca beyinde fiziksel acının aktive edildiği bölgelerin harekete geçtiği tespit edildi. Ayrıca bulgular, fiziksel acıya dayanıklılığı az olan kişilerin duygusal olarak da daha zayıf olduğunu gösterdi.
Tüm bunlar da gösteriyor ki beynimizdeki acıyla ilişkili bölgeyi, yalnızca fiziksel acı aktif hâle getirmiyor; aldığımız duygusal hasarlar da aynı oranda acı hissettirebiliyor. Yani, yaşadığınız fiziksel semptomların bir sebebi var…
