Yakın zamanda literatüre kazandırılan “Are social support, loneliness, and social connection differentially associated with happiness across levels of introversion-extraversion?” (Sosyal destek, yalnızlık ve sosyal bağlantı, içe dönüklük-dışa dönüklük düzeylerinde mutlulukla farklı şekilde ilişkili midir?) isimli güncel bir çalışma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
İçe dönük ve dışa dönük bireyler üzerine yapılan bu araştırmanın sonuçlarını incelemeye başlayalım.
İlk olarak metodolojiyi incelemekte fayda var.
Kanada’da yaşayan bireyler üzerine yapılan bu araştırma, yaş ortalamaları 38 olan, %52,2’si kadın 949 kişilik bir örnekleme sahip.
Araştırma kapsamında, öznel mutluluk, dışa dönüklük, içe dönüklük, algılanan sosyal destek, yalnızlık ve sosyal bağlantı değişkenlerinin ilişkisi inceleniyor.
Sonuçlar neyi gösteriyor? İçe dönük kişiler sosyal olgular daha fazla mutluluk sağlıyor.
Araştırma bulguları incelendiğinde, aileden ve arkadaşlardan alınan sosyal desteğin içe dönük kişilerde daha fazla mutluluk yarattığı sonucuna ulaşılıyor.
Yani sanılanın aksine, sosyalliklerini dışa dönük kişiler gibi yansıtamayan içe dönük kişiler bu duruma daha fazla değer veriyor.
Ek olarak, içe dönük kişilerde sosyal yalnızlığın bu kişilerin mutluluğu üzerinde daha fazla olumsuz etki yarattığı belirtiliyor.
Yakın arkadaş sayısı açısından bakıldığındaysa, içe dönük kişilerin dışa dönük kişilere kıyasla bu kavrama da daha fazla tepki verdiği görülüyor.
Başka bir deyişle, yakın arkadaş sayısının fazla olması içe dönük kişilerin mutluluğunu daha fazla arttırıyor.
Özetle, sanılanın aksine içe dönük insanların sosyal ilişkilere dışa dönük kişilere kıyasla daha fazla önem verdiği görülüyor.
Sonuç olarak, bu araştırma sosyal ilişkilerin içe dönük ve dışa dönük bireylerin mutluluğu üzerindeki kritik rolünü gözler önüne seriyor.
Tabii her içerikte yaptığımız gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve yalnızca kendi örneklemi kapsamında genelleştirilmesin doğru olacağını hatırlatarak içeriğimizi noktalayalım.