Arılar, türlerine bağlı olarak genellikle yuvalarında veya kovanlarında yaşarlar. Yine bazı arıların mekânı, boş ağaçlar veya kaya oyukları da olabilir.
Ancak yapılan bir araştırmayla bir arı türünün, su altında da uzun süre yaşayabileceği görülmekte. Peki bu nasıl mümkün?
Bilim insanları uzun zamandır, yaban arısı diyapozu – bir nevi kış uykusu- üzerinde çalışıyorlardı.
Diyapozdaki arılar genellikle sessiz ve sakin olurlar. Yemek yemek, etrafta uçmak ya da çiftleşmek gibi her zamanki işlerini yapmazlar. Onların diyapozu, ilk etapta kulağa hoş ve uzun bir uyku gibi gelebilir fakat soğukta aylarca yiyeceksiz hayatta kalmak onlar için epey zordur.
Özellikle yaban arıları için bu durum daha zordur. Çünkü onlar, yaz sonunda çiftleşmemiş kraliçeler üretir. Kraliçeler daha sonra çiftleşir ve toprakta küçük yuvalar kazmadan ve 6-9 ay diyapoza girmeden önce bir sürü besin depolar.
Kış geldiğinde tüm işçiler ve erkekler ölür fakat diyapoza giren kraliçe, ilkbaharda ortaya çıkar ve yeni nesil erkek arı ve işçi doğurur. Onlar hayatta kalmaya çalışmanın yanı sıra yeni bir kovan yeri bulmaya, yumurtlamaya başlamaya ve kolonilerini beslemeye ve korumaya hazır olmalıdır.
Öte yandan laboratuvarda gerçekleşen büyük bir hata sayesinde, arıların hayatta kalmak için evrimleştiği stres faktörlerinden birinin su olduğu görülür.
Guelph Üniversitesi’ndeki araştırmacılar deneysel bir dikkatsizlik sebebiyle, diyapoza giren yaban arası kraliçelerinin bulunduğu kaplarda, suyun yanlışlıkla birikmesine sebep olur.
Suyu boşalttıklarında ise şaşırtıcı bir şekilde ıslak kraliçelerden bazılarının, hayatta olduğunu görürler. Doğal olarak bu şaşırtıcı yeteneği test etmeye karar verirler.
Araştırmacılar, 143 yaban arısı kraliçesini toprak dolu tüplere koyarlar ve ardından diyapozu başlatmak için bu tüpleri soğutma ünitesine taşırlar. Sonrasında uykulu kraliçelerin 17 tanesini kontrol görevi görmesi için kuru tutarken, 126 tanesine soğuk su eklerler.
Boğulan arıların yarısı, suyun üstünde yüzmeye bırakılırken diğer yarısı, piston benzeri bir aparatla hafifçe aşağı bastırılır.
Bilim insanları devamında, kraliçeleri sudan çıkarıp normal toprak tüplerine aktarırlar ve 8 hafta, daha da soğuk depoda tutarlar. Böylece hepsi, eşit bir diyapoz geçirmiş olur.
1 haftalık yüzmeye katılan 21 arıdan 17’si, 8 hafta sonra bile hâlâ hayattadır. Bu %81’lik hayatta kalma oranı demektir. Ancak hiç ıslanmayan arılarda durum pek iyi değildir. 17 kuru arıdan 15’i, 8 haftaya kadar dayanmıştır. Bu ise %88’lik bir orandır.
Özetle araştırmacılar, tesadüf eseri olsa da arıların, suyun altında uzun süre hayatta kalabildiğini hatta kış uykusuna bile yatabildiklerini keşfetmişlerdir.