Ömrü boyunca Norveç’te yaşayan bir adam, bir eğitim almadan veya Almanya’ya gitmeden kendini Alman aksanıyla konuşurken buldu.
Peki bu nasıl oldu?
II. Dünya Savaşı sırasında işgal altındaki Norveç’te yaşamak, ülkenin tüm sakinleri için epey zordu.
30 yaşındaki Astrid için ise daha zordu. Örneğin alışverişe gittiğinde, insanlar onun Alman aksanını işitiyor ve onunla ilgilenmeyi reddediyordu. Ancak Astrid, Alman değildi. Hayatı boyunca hep Norveç’te yaşamıştı.
Geçmişte bir bombalı saldırı sırasında şarapnelle kafasından ciddi şekilde yaralanmıştı ve bu kazadan sonra Alman aksanı ile konuşmaya başladı. Astrid’in bu garip durumu yaralanmasından 2 yıl sonra, Georg Herman Monrad-Krohn’un dikkatini çekti.
Georg Herman, o sıralarda Oslo Üniversitesi’nde nöroloji profesörüydü ve dil bozukluklarına özel bir ilgisi vardı.
Bu konunun biraz üstüne gittiğinde ise astrid’in durumunun ona özgü olmadığını anladı. Benzer bir durum, 1907’de bir Parislinin Alsas aksanı edinmesi sonucunda tanımlanmıştı. Sonraki yüzyıllarda doktorlar ve dil araştırmacıları, çok sayıda benzer vaka bildirdi.
Gerçekte durum, hastanın lehçesini değiştiren bir konuşma engeliydi. Bundan en çok ünlü harfler etkilenirdi. Sonucunda hangi sesli harfi söylediğiniz de dilinizin ağzınızın neresinde olduğuna bağlıydı.
Bu noktada ufak değişiklikler de ortaya çıkan sesi etkilerdi. Yabancı aksan sendromuna aslında bu durum sebep olmuştu.
Bu rahatsızlığın birçok vakasında ortak unsur, beynin sol yarım küresinde belirli bölgelerinin yaralanmasıdır. Bununla birlikte az sayıdaki vakada da sendromun beyindeki fiziksel hasardan çok psikolojik bir bozukluktan da kaynaklandığı tespit edilir.
Bu vakaların bazılarında, altta yatan durum tedavi edildiğinden yabancı aksan kaybolur. Fakat bazılarında devam eder. Norveçli Astrid’in de şaşırtıcı bir şekilde bir anda Alman aksanıyla konuşmasının arkasında da bu rahatsızlık vardır.