Deneyimlediğiniz her hastalık şüphesiz beyninizle ilişkilidir. Ancak söz konusu migren olduğunda beyinde yaşananlar çok daha karmaşıktır.
Gelin, migren sırasında bu organda neler olduğuna bakalım.
Migren, insan vücudunda çok sayıda şikâyete sebebiyet verir.
Ani esnemeler, uyku bozuklukları, baş dönmeleri, ışık ve ses hassasiyeti en yaygın olanlarıdır. Bu şikâyetler veya uyarı işaretleri, beynin hipotalamus bölgesiyle ilişkilidir.
Normal şartlarda hipotalamus, bu semptomların arkasındaki sistemleri kontrol eder. Vücudun iç hormonal dengeleri, sıvı düzenlemesi ve sirkadiyen ritimleri gibi.
Migren, henüz başlamadan önceki günlerde normalden daha aktiftir.
Migrenin geleceğine dair uyarı işaretleri arasında; geçici görsel değişiklikler, karıncalanma ve hatta konuşma güçlüğü vardır. Bu hisler, beyin aktivitesindeki ve beynin kan akışındaki değişikliklerin yayılmasına yol açarak hücre zarlarındaki bir yük değişikliğinden kaynaklanır.
Bu değişikliği neyin tetiklediği henüz bilinmemekte fakat bu etkiler, beynin yüzeyine hızla yayılabilme yeteneğine sahiptir. Böylece etkilenen bölgeye bağlı olarak farklı semptomlar da açığa çıkabilir.
Örneğin görme merkezinin üzerinden geçen bir migren dalgası, bir görüntünün veya kör noktanın görme alanı üzerine yayılmasına sebep olabilir.
Öte yandan baş ağrısı aşamasında üçlü sinir sistemi önemli bir rol oynar.
Bu üçlü sinir, normalde dokunma ve sıcaklık hissini ciltten yüzün büyük bir kısmına, kafa derisinin bir kısmına ve serebral korteksi örten bazı kan damarları ve katmanlarına iletir.
İletilme gerçekleştiğinde üçlü sinirler, bunu ağrı sinyallerine iletir. Migren sırasında da bu ağrı yolu duyarlı hale gelir. Yani ağrıyı tetikleme eşiği düşer. Özetle migren, beynin hipotalamus bölgesini harekete geçirir.
